Corona virüs salgınının etkisini azaltacak projesi olanlar destekleniyor. Girişimcilerden hızlı ve çözüm odaklı olmaları bekleniyor. Bugün geliştirilecek iş fikirleri, yarın da ülke ekonomisinin dünyada öne çıkmasını sağlayacak.
Birincisi KOSGEB’in Teknoyatırım Destek Programı, ikincisi ise kalkınma ajansları Kovid-19 ile Mücadele ve Dayanıklılık Programı. Bu aşamada girişimcilerden beklenen hızlı ve çözüm odaklı olmaları… Zira virüsün yayılımının önlenmesi ve kontrol altına alınması amaçlanıyor. Ayrıca, salgının ülke ve bölge ekonomisine negatif etkilerinin azaltılmasına yönelik yenilikçi uygulamalar da destekleniyor.
Peki destekten faydalanmak, girişim fikrini gerçekleştirmek isteyenler nereye başvuracak? Bunun için son tarih nedir? Bugün yapılan çalışmalar, gelecekte benzer bir durumla karşılaştığımızda dayanıklılığımızı artıracak mı? Bu soruların yanıtlarını Experto Yönetim Kurulu Başkanı Jülide Birol verdi.
Üretici firmalar nasıl faydalanabilir?
Gerek KOSGEB tarafında, gerekse kalkınma ajansları tarafında tüm başvurular online sistem üzerinden yapılabiliyor. Burada şunu belirtmekte fayda var. KOSGEB sadece KOBİ’lere destek veren bir kurum. Bu yüzden programa KOBİ’ler başvurabiliyor. Kalkınma ajanslarında ise sanayi kuruluşları da KOBİ’ler de başvuru yapabiliyor.
KOSGEB Başvurunun son tarihi nedir?
KOSGEB’in bir başvuru tarihi yok. İstediğiniz zaman başvurabilirsiniz. Kalkınma ajansları içinse son başvuru tarihi 30 Nisan 2020.
KOSGEB Başvuru şartları nelerdir?
Burada aranan herhangi bir başvuru şartı yok. Ancak Kalkınma Ajanslarının bir farklılığı var. O da kâr amacı gütmeyen kuruluşlar olarak tanımladığımız sivil toplum kuruluşları da bu programa başvuru yapabiliyor. Kâr amacı gütmeyen projeler yüzde 100 oranında desteklenirken kâr amacı güden işletmelerin projeleri yüzde 50 ila yüzde 90 oranında destekleniyor. İster bir çalışanınız olsun isterseniz çok büyük bir sanayi kuruluşu olun her türlü bu desteklere başvuru yapabilirsiniz.
Ar-Ge’nin önemi nedir?
Kovid-19 ile birlikte öncelikle sektörleri ayırmamız gerekiyor. Örneğin tekstil, turizm, otomotiv gibi sektörler şu an neredeyse durma aşamasında. Diğer bir taraftan kimya, ilaç, gıda, sağlığa yönelik ekipman üreten sektörler ise yükselişe geçti. Yaşanan tüm gelişmeler bize Ar-Ge’nin ne denli önemli bir konu olduğunu gösterdi. Türkiye Ar-Ge gelişimi konusunda çok önemli adımlar atan bir ülke konumunda. Toplam Ar-Ge merkezi sayımız 1236. Başı çeken ilk 10 sektör ise sırasıyla makine ve teçhizat imalatı (181), otomotiv yan sanayii (130), yazılım (113), bilgisayar ve iletişim teknolojileri (79), elektrik-elektronik (79), tekstil (76), kimya (72), gıda (55), savunma sanayii (39) ve ilaç (34).
Corona virüs salgınıyla şunu gördük ki Ar-Ge yapmazsanız, tüm ürünleri kendiniz üretmezseniz, bir noktada tedarik zinciriniz kırıldığında çok büyük sorunlar yaşayabiliyorsunuz. Bu sürece bir de olumlu tarafından bakmamız gerekiyor. Kovid-19 ile birlikte dünyadaki tedarik zinciri mantığı da değişecek gibi görünüyor. Eğer biz bu dönemde doğru bir Ar-Ge yapılanmasına gidebilirsek Çin’den ciddi bir oranda pay alabilme şansımız olacaktır.
Ar-Ge merkezleri çalışmaları ne yönde ilerliyor?
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bu süreç, iş yapış şekillerimizi de oldukça değiştirecek. Yazılım sektörünün bu noktada atağa geçeceğini söyleyebiliriz. Birçok firmanın evden çalışma sistemine geçmesiyle birlikte yazılım sektörü de online çalışmaya yönelik çok ciddi çalışmalara başladı. E-ticaret de büyük önem kazanmaya başlayan bir diğer sektör. Bu alanlara yatırım yapan ve Ar-Ge çalışmalarını bu yönde sürdüren firmalar hızlı bir büyüme içerisine girecek.
Milli Savunma Bakanlığı, yeni tip koronavirüsle mücadele kapsamında gerçekleştirdiği yoğun mesai sonucu haftada 10 milyon maske üretimine ulaştı. Koronavirüsle mücadele kapsamında koruyucu sağlık malzemesi üretiminde önemli görev alan Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu’na (MKEK) bağlı MAKSAM Makina ve Maske Fabrikası’ndaki çalışmalar 7 gün 24 saat esasına göre aralıksız devam ediyor.
MKEK Genel Müdürü Yasin Akdere, “İhtiyaç halinde bu kapasiteyi daha da artırabilecek imkana sahibiz” dedi. Akdere ayrıca, mekanik solunum cihazının seri üretimine de mayısta başlayacaklarını belirterek, “Haftalık 500 adet üretebilecek altyapıyı sağladık” bilgisini verdi.
Hangi sektörlerde yavaşlama var?
Türkiye için en dezavantajlı durum ana sektörlerimizde yaşanan yavaşlama. Bu sektörlerin başında turizm geliyor. 2018’de GSYH’nin yüzde 3.8’ini oluşturan turizm sektörü şu an durma noktasında geldi. Diğer bir taraftan tekstil de aynı şekilde. Otomotivdeki ana üreticiler üretimi durduğu için otomotiv sektörünün yan sanayisi de durma aşamasında. Bu sektörler şu an en büyük krizi yaşayan sektörler. (Milliyet)
Daha Fazlasını Keşfedin